Adding new details and events

His dead were prisoners of time, they walked as if nothing could have stopped them during the time that had stretched before them when they were born and the moment death had intercepted them, they’d been trapped in time between birth and death. When they went backward they could go no further than their births and when they moved forward they couldn’t move past their deaths; now they had to wander forever between the moment of their birth and the moment of their death. Each time they told their unchanging life stories, which were frozen between two precise dates, they tried to change the unchangeable with the words by adding new details and events.

— Ahmet Altan, Love in the Days of Rebellion (English translation: Brendan Freely and Yelda Türedi)

Zamanın mahpuslarıydı onun ölülerı, doğduklarında önlerinde uzanan zamanın içinde sanki onları hiçbir şey durdurmayacakmış gibi yürümüşler, ölüm önlerini kestiğinde, doğumlarıyla ölümleri arasındaki zamana kısılıp kalmışlardı.  Geriye döndüklerinde doğumlarının ardına geçemiyor, ileriye yürüdüklerinde ölümlerinden öteye atlayamıyorlardı; artık sonsuza dek, doğdukları anla öldükleri an arasında dolaşmak zorundaydılar.  İki kesin tarihin kıskacında donmuş ve hiç değişmeyecek olan hayat hikâyelerini anlatıp, her anlattıklarında yeni ayrıntılar, yeni olaylar ekleyerek değişmeyecek olanı sözleriyle değiştirmeye uğraşıyorlardı.

— Ahmet Altan, İsyan Günlerinde Aşk (7-8)

All images © Hatter Tea Party.

Leave a Reply

%d bloggers like this: