I grow old … I grow old …
I shall wear the bottoms of my trousers rolled.
Yaşlanıyorum …. Yaşlanıyorum …
Pantolonumu yuvarlanmış paçalı giyeceğim.
Shall I part my hair behind? Do I dare to eat a peach?
I shall wear white flannel trousers, and walk upon the beach.
I have heard the mermaids singing, each to each.
I do not think that they will sing to me.
Saçımı arkadan ayıracak mıyım?
Cesaretim olacak mı bir fıstık yemeye?
İnce beyaz pantolon giyeceğim, yürüyeceğim sahilde.
İşittim denizkızlarının şarkı söylediklerini birbirlerine.
Sanmam şarkı söyleyeceklerini bana.

I have seen them riding seaward on the waves
Combing the white hair of the waves blown back
When the wind blows the water white and black.
We have lingered in the chambers of the sea
By sea-girls wreathed with seaweed red and brown
Till human voices wake us, and we drown.
Gördüm onların dörtnala denize doğru gidişlerini dalgaların üzerinde
Tarayışlarını arkaya yatık beyaz saçlarını dalgaların
Rüzgâr karıştırırken suları beyaz ve siyah
Kaldık odalarında denizin,
Denizkızlarıyla, başlarında çelenkler yosunlardan, kırmızı kahverengi;
İnsan sesleri bizi uyandırıp da boğulacağımız ana dek.
-T.S. Eliot
Çeviren: Yaşar Günenç
