This could be an allegory for…

from Son Oyun, Ahmet Altan: Galiba o anda, hayatımın değişiceğini hissetmiştim, bunu anlatmak çok zor, o gülüş ve hemen ardından gelen o tutuşun bir başlangıç olduğunu nasıl anlamış olduğumu anlatamam, sadece anlamıştım işte.   It was probably in that moment that I sensed that my life was going to change.  It’s so hard to understandContinue reading “This could be an allegory for…”

Hannah Arendt & René Char 

Excerpted from Hannah Arendt by Samantha Rose Hill: Arendt was demanding, unapologetic, and opinionated.  She was not a feminist, a Marxist, a liberal, a conservative, Democrat, or Republican.  She loved the world and accepted what she understood to be the fundamental elements of the human condition: we do not exist alone, we are all differentContinue reading “Hannah Arendt & René Char “

When publishers make strange title translation choices

O anda duyuyor sesi.  Arnavut kaldırımında yankılanan adımlar.  Emin olamıyor onca gürültünün arasında.  Evet, ayak sesleri.  Yoksa kendi adımlar mı?  Hızını düşürmeden kulak kesiliyor.  Sokağı, karanlığı, geceyi dinliyor.  Ömürlerini çoktan doldurmuş bu evlerin, çürümüş mezar taşlarını andıran duvarlarında yankılanan ayak seslerini.  Temkinli, dikkatli, sinsi biri tarafından atılan adımların tekinsiz seslerini.  Evet, biri var arkasında.  GölgesiniContinue reading “When publishers make strange title translation choices”

Whoever risks fighting monsters

Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alın.  Çünkü karanlığı uzun süre bakarsınız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar.  Whoever risks fighting monsters risks becoming a monster.  For when you gaze long into the abyss, the abyss also begins gazing into you. Nietzsche 

Bir küçük düşünsel çatlamaya yol

Arapça kökenli “hüzün” kelimesi Kuran’da bugün Türkçede kullanılana yakın bir anlamda iki ayette, ayrıca “hazen” şekilde üç ayette daha geçiyor.  Hazreti Muhammed’in karısı Hatice ile amcası Ebu Talip’in öldüğü yıl için “senetül hüzn” (hüzün yılı) denmesi, kelimenin ruhsal tarafı ağır basan bir kayıptan kaynaklanan bir duyguyu anlattığını kanıtlıyor.  Okudukları, kelimenin bir kayıpla, onun yarattığı ruhsalContinue reading “Bir küçük düşünsel çatlamaya yol”

Deck passengers

Büyük İnsanlik by Nazım Hikmet The Great Humanity The great humanity travels as deck passengers by ship By train in third class By foot on the roads Great humanity. Büyük insanlık gemide güverte yolcusutirende üçüncü mevkişosede yayanbüyük insanlık. The great humanity goes to work at age eight Marries at twenty Dies at forty Great humanity. BüyükContinue reading “Deck passengers”

Stalactite – Damlataşı

Stalactite – Damlataşı by Karin Karakaşlı Should tears grow larger Will they form stalactites? You know, like in caves where for fifteen years Drip drip flowing and freezing Freezing mid-flow Gözyaşını büyütüncedamlataşı olur mu?Hani şu mağarada on beş yıldamla damla akıp donanDonup akan You’d be surprised by how stone lives I once saw a stone’sContinue reading “Stalactite – Damlataşı”

Civilian

Civilian by Karin Karakaşlı They won’t look like much, no matter what you do School skirts If you roll them up at the waist Or take them in They’re still that same mousey gray Ne etsen bir şeye benzemez okul etekleriÜstten kıvırdığında da daralttığında da değişmez Hep o aynı faremsi gri You know what it is to tryContinue reading “Civilian”

Keep your ontological distance

Ontological Distance by Karin Karakaşlı When you see me, take a step back Let’s keep our ontological distance Could be that you’ll find yourself overwhelmed By the truth of your soul And won’t be able to get past the feeling In fact, in order to have a pretext, You really always need distance To makeContinue reading “Keep your ontological distance”